Çin’in Elektrikli Otomobil Sektöründeki Yükselişi Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olarak elektrikli otomobil sektöründe büyük bir atılım gerçekleştiriyor. Bu yükseliş, on yıl öncesine kadar otomotiv endüstrisinin bile gelişmemiş olduğu bir ülkeden, sektörün en önemli oyuncularından biri haline gelmesiyle dikkat çekiyor. Şi Jinping’in Önemli Konuşması Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, yaklaşık on yıl önce ülkenin…
Çin, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olarak elektrikli otomobil sektöründe büyük bir atılım gerçekleştiriyor. Bu yükseliş, on yıl öncesine kadar otomotiv endüstrisinin bile gelişmemiş olduğu bir ülkeden, sektörün en önemli oyuncularından biri haline gelmesiyle dikkat çekiyor.
Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, yaklaşık on yıl önce ülkenin en büyük otomobil üreticilerinden biri olan SAIC firmasını ziyaret ederek, Çin’i elektrikli araç endüstrisinde önde gelen bir konuma getirecek önemli adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Şi, o dönemde yenilenebilir enerji araçlarının üretimini teşvik ederek küresel rekabetin anahtarı olabileceğini belirtti.
Çin, küresel rekabette öne geçmek ve çevresel zorluklarla başa çıkmak amacıyla yakıt tasarruflu ve alternatif enerjili araçlara odaklanmaya başladı. Devlet, 2012 yılında sektörü desteklemek için satış hedefleri belirleyerek sübvansiyonlar sağladı ve şarj altyapısını geliştirmek için kaynak ayırdı. Bu politikalar, Çin’in Batılı ve Asyalı rakiplerini geride bırakmasında önemli bir rol oynadı.
2024 yılına gelindiğinde Çin, dünyanın en büyük otomobil pazarı haline geldi ve en fazla elektrikli araç satan ülke konumuna yükseldi. Aynı zamanda batarya tedarik zincirinin kontrolünü ele geçirdi ve yerli üreticiler, dünya devleriyle rekabet eder hale geldi. Çinli üretici BYD, Volkswagen’i geride bırakarak en çok satan marka oldu ve Tesla’yı geçerek dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi haline geldi.
Çin’in başarısı, Batı ülkeleriyle gerilime neden olurken, Washington ve Brüksel‘de endişe yaratıyor. Çin’in elektrikli araçlarındaki yükselişi, ticaret engelleri ve ithalat tarifeleriyle karşılaşmasına sebep oluyor. Batılı ülkeler, Çin’i kapasite fazlasıyla suçlarken, Çin ise kendi tedarik zincirlerini geliştirmeye devam ediyor.
